MURAT DAĞINDA BULUNAN TÜRBE BOZUK PARALARLA DOLUYOR
Kütahya’nın Gediz ilçesine bağlı Murat Dağında bulunan Murat Dede türbesi ziyaretçi akınına uğruyor.
Ziyaretçiler Murat Dede Türbesinde dua ederken bir taraftan da türbenin içine bozuk para atarak dileklerinin gerçekleşmesini istiyorlar.
MÜFTÜ TURAN, “TÜRBELERDE DİLEK DİLEMEK, ÇAPUT, İP BAĞLAMAK PARA ATMAK DOĞRU DEĞİLDİR”
Murat Dede Türbesinde oluşan bozuk para görüntüleri tepki çekerken Gediz Müftüsü Sebahattin Turan kabir ve türbelere bu şekilde para atmak, çaput ve ip bağlamak doğru değildir dedi.
Müftü Turan, “Kabir hayatımızın bir parçasıdır. Tıpkı yaşamımızda mekânların ne değeri varsa kabirlerde aynı değeri taşımaktadır. Bu münasebetle kabir ziyaretlerinde İslam’ın değerlerine uymayan, Peygamberimizin bize öğretmiş olduğu tavsiyelerle bağdaşmayan durumlardan davranışlardan uzak durmalıyız. Kabirler ibret yerleridir. Bizler de bir gün size kavuşacağız anlayışının taşınması gereken yerlerdir. Kabirlere ip bağlamak, çaput bağlamak veyahut ta para atmak bunlar dinimizin değerleriyle doğrularıyla bağdaşmaz. Oralara gidip, ziyaret edip Fatiha gönderip veya kendimiz orada kabirde bulunan kişi için dua etmek biz Müslümanların yapması gereken davranıştır. Rabbim ziyaretlerimizi ve bütün amellerimizi kabul eylesin” ifadelerini kullandı.
MURAT DAĞINDA TÜRBESİ BULUNAN MURAT DEDE KİMDİR?
Türkistan’dan Anadolu’ya göçüp gelen, bu toprakları Türk yurdu haline getirmek için savaşırken canını veren binlerce şehidimizden biridir.
Murat Dede, Germiyanoğulları’nın fetihlerine katılmış, savaş meydanlarında unutulmaz kahramanlıklar göstermiş bilge bir savacıdır.
Tarihçi Mehmet Pınar’ın araştırmaları sonucunda yazdığı kitabında ve türbe girişinde şu ifadeler yer alıyor, “ Dindymon (Murat Dağı) çarpışmalarında büyük kahramanlıklar gösteren Murat Gazi düşman askerleri tarafından yaralanır. Yarası derindir. Etrafındaki Türkmen askerleri Murat Gaziyi savaş alanının dışına çıkararak su aramaya başlar. “Birazcık Su Olsaydı” diye çevrede su aramaya başlayan Türkmen askerlerin umutlarının söndüğü bir anda kayaların arasından fışkıran su şırıltısını duyarlar. Yüce yaradan Türkmen savaşçılarına adeta bir fetih müjdesi veriyordu.
Gaziler gönüllerinde Allah sevgisi, dudaklarında şükran duaları ile bir suya bir Murat Gazi’ye koşuyor, gazilerin gazilerini yaşatmaya çalışılıyordu.
Oysa o sırada Murat Gazi de şehitliğe, o yüce makama koşuyordu. Çünkü o seçilmişlerdendi. Tam o sırada kardeşi de dağın başka bir yerinde, çıplak sarp tepenin dibinde şehadet şerbetini yudumluyordu.
Sonra iki aziz şehidin bedenleri yan yana geldi. Kardeşi şehitliğin gurur ve sevincini Murat Gazi ile paylaşmak istemişti.
Aslında bu iki şehidin bayramıydı. Cennetin kokusunu duyuyorlardı.
Murat gazi her şehidin makamının, mübarek kanının aktığı yer olması gereğine inandığı için kardeşine; “Be hey fikirsiz! Nerede şehit oldunsa var oraya git, senin makamın orasıdır” diyerek kardeşini o çıplak tepenin dibine gönderdi.
Murat Gaziyi hemen oraya, şehit düştüğü yere, adını bile bilmediğimiz kardeşini de o çıplak tepenin dibine gömdüler.