Murat Dağı’nda Yeni Bir Yarık: Antimon Madeni Ocağı 400 Dönüm Daha Genişliyor!

Murat Dağı'nda Yeni Bir Yarık: Antimon Madeni Ocağı 400 Dönüm Daha Genişliyor! Kütahya’nın Gediz ilçesine hayat veren Murat Dağı’nın eteklerinde yer alan Uğurluca Köyü, bir kez...

Murat Dağı’nda Yeni Bir Yarık: Antimon Madeni Ocağı 400 Dönüm Daha Genişliyor!
REKLAM ALANI
Yayınlama: 04.07.2025
37
A+
A-

Murat Dağı’nda Yeni Bir Yarık: Antimon Madeni Ocağı 400 Dönüm Daha Genişliyor!

Kütahya’nın Gediz ilçesine hayat veren Murat Dağı’nın eteklerinde yer alan Uğurluca Köyü, bir kez daha maden tehdidiyle karşı karşıya. Antimon madeni ocağının mevcut faaliyet alanına ek olarak 400 dönümlük bir genişlemeye gitme kararı, bölgedeki çevrecileri ve duyarlı vatandaşları ayağa kaldırdı. Bu genişleme, zaten madencilik faaliyetlerinin olumsuz etkileriyle boğuşan bölge ekosistemi için yeni ve derin yaralar açacak gibi görünüyor.

Çevrecilerden Feryat: “Kimsenin Umurunda Değil mi?”

Akdağ ve Murat Dağı Yok Olmasın Platformları ile Gediz Nehri Havzası Fırdan Çevre Koruma Derneği üyeleri, bölgeye giderek madenin mevcut tahribatını gözler önüne serdi ve genişleme kararını sert bir dille eleştirdi. Akdağ Yok Olmasın Platformu sözcüsü İbrahim Demir’in feryadı, doğanın sessiz çığlığına tercüman oldu:

“Gediz Uğurluca Köyü antimon sahası içler acısı gerçekten. 14 hektarlık alandaki ağaçlar kesilmiş, kimsenin umurunda değil. Sağlıksız yaşama prim verenler ahirette hesabını verecektir. Çukurören köyü 50 hektarlık alan genişletilmiş, su yataklarınız giderse KEŞKE demeyin.”

Demir’in sözleri, sadece kesilen ağaçlara değil, aynı zamanda bölgenin can damarı olan su kaynaklarına yönelik tehdide dikkat çekiyor. Madencilik faaliyetlerinin yer altı su kaynaklarını derinden etkilediği, hatta yok ettiği bilinen bir gerçek. Murat Dağı gibi önemli bir su havzasında yapılacak her genişleme, sadece Uğurluca ve Çukurören köylerini değil, Gediz Nehri Havzası’nı besleyen tüm yerleşim yerlerini susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya bırakabilir.

Gelecek Nesillere Nasıl Bir Miras Bırakacağız?

Bu genişleme kararı, sadece 400 dönümlük bir arazi parçasının kaybı değil, aynı zamanda binlerce ağacın kesilmesi, biyoçeşitliliğin yok olması ve bölgenin ekolojik dengesinin onarılamaz şekilde bozulması anlamına geliyor. Madenciliğin getirdiği toz bulutları, patlatmaların neden olduğu sarsıntılar ve kimyasal atıklar, sadece doğayı değil, bölgede yaşayan insanların sağlığını ve yaşam kalitesini de tehdit ediyor.

Toplum olarak kalkınma hedeflerini belirlerken, bu hedeflerin doğal çevre ve insan sağlığı üzerindeki potansiyel etkilerini göz ardı etmemek hayati önem taşıyor. Murat Dağı’ndaki bu yeni genişleme kararı, bölge halkını ve çevrecileri bir kez daha bir araya getirerek, doğa ve yaşam hakları için mücadeleye sevk ediyor. “Keşke” dememek için, şimdi bu kararı yeniden gözden geçirme ve gelecek nesillere yaşanabilir bir çevre bırakma sorumluluğunu üstlenme zamanı. Aksi takdirde, Murat Dağı’nda açılan her yeni yarık, hepimizin vicdanında derin bir iz bırakacak.

REKLAM ALANI